burada yayınlanan komik olaylar köyde yaşanmış anılardır. sizinde bildiğiniz anılar varsa bize gönderin . adınızla birlikte yayınlayalım. omerakcair@gmail.com 0 535 2494601







Deregözünde bir değnek faciası

Rahmetli topal Mustafanın karisi Hatice abulayı herkes söğmesi ile tanır ona en ufak ters birşey yapıldığında hemen ölülerden söğmeye başlardı.
Bir gün menteşoğun Mahmutun karisi Hava abula(şimdiki isoğun yusufun karisi Gölcükte hala yaşıyor allah daha uzun ömürler versin) topalın Haticenin bahçesinden gizlice bir sepet yalluk yaptı gitti,hatice abula bunu fark etti başladı söğmeye,o anda ordan geçmekte olan komşusu gülsümün Ali aga Hatice abula söğüyorsun oradan yalluğu Mahmutun karisi yaptı ona söğsana dedi.Hatice abula başladı eli diri söğmeye,o ara Menteşoğun Mahmet yeni ölmüş idi.Hava abula bunu hazmedemedi,bu mınafıklığı gülsümün Ali yaptığını öğrendi.Hava abulayı o zaman erkes iyi tanır bu işin üstesinden mutlaka gelecek.

Havva abula Birgün sabah erkenden kalktı iyi bir değnek yaptı gizledi onu kuşağına gitti gülsümün Alinin evine kapıdan mülayım bir şekilde ali aga,ali aga diye selendi çıktı kapıya ali aganın oğlu- Ahmet buyur Hava abula dedi,-Hava abula ali aga burdamı birşey söyliyeceğim ona derken,o ara karısı Ayşe abula gelir buyur Hava abula der Hava abula hiç istifini bozmadan ali aga burdamı az kapıya gelsinde birşey diyeceğim ona der,ardından Ali aga gelir buyur Hava der.

  Hava abula tam aradığını bulur üçünüde biraraya getirir,hızlı bir şekilde kuşağına gizlediği deyneği çıkarır,üç kişi ne olduğunu anlayana kadar üçünün kafasınna peşpeşe var gücü ile -dang ding dong-birer deynek geçirir ve hemen ordan yok olur gider .Üçüde kan revan içinde sağa sola yıkılır.

Ali aga ve karısı bayılır oğlu ahmet daha genç olduğu için o bağırmaya başlar ve millet yığılır, (ben o zaman küçüktüm bağırmalara annem gidince bende onunla gittim bu olayı çok iyi hatırlıyorum) bayılan ali aga ve karısını zor ayıltırlar,hele hedefdeki Ali aga kesin ölümden dönmüştür.

Böyle bir aile faciasına yanık oldum. Ramazan bayramından bir hafta önce eşim Nurtenle birlikte Gölcükteydik isoğun Yusufun evine gittik evde o anda Hava abula, Yusuf aga, Menteşoğun alinin kızı ve yusuf aganın kızı , toruları varidi bu olayı anlattım.Hepimiz çok güldük.

İlginçtir bu olay siteye geçerken olaya tanık olan annem de yanımdaidi olayı birkez daha ondan dinledim,güldük bu olayı siteye geçeceğim dedim annem bana olamaz diye şiddetle karşı çıktı.Ancak bu geçmişte kalan komikliği olan ve hatırlayanlar gülen bir deregözü gerçeğidir,hiç bir art niyyet yok .

hatıra:ömer akçair

Ancak yatakta olur





Rahmetli hacı Mevlüt dedem deregözü köyündeyken.Bir pazartesi günü sabah erkenden arkasına bir kot mısır aldı çarşıya gidecek yola çıktı bir yerde oturdu,kendi akranı ve arkadaşı olan Bayram agayı beraber gideriz diye beklemeye başladı,epeyce bekledi bayram aga gelmedi acaba bana duyulmadan gidermi diye düşünürken o anda ordan geçen bayram aganın kızı Ayşeyi görür ve ona şöyle der ,kızım baban gittimi onu bekliyorum der ona,
Ayşe abula hayır Mevlüt emica gitmedi beni beklesin geliyirim dedi,der...

dedem bu yalana inanır epeyce daha bekler,Bayram aga gelmeyince,yükünü biryere bırakır Bayramın evine gider,



Evin kapısından cağırır bayram aganın karisi Ayşe abula kapıya çıkar

Ayşe Bayrama söyle çok geç kaldık gelsinde gidelim der.Ayşe abla o anda Bayram gideli bir saat oldu demezmi.

Dedem ona ama kızın Ayşe babam beni beklesin gelıyirım dedi der,....

Ayşe abla cevap verir ,aman Mevlüt efendi Ayşe seninle şaka etti demezmi,dedem hemen cavap verir

.....Oyle şaka olurmi ayşe ...
Oyle  şaka  ancak  yatakta  olur ........ der

            Anlatan:Havva AKÇAİR (mevlütün kızı)

Allah rizası için

Deregözünde, herkes çayını kesti teslim etmek için çay alım evinde beklemeye başladılar, yağmur yağmaya başladı ,araba gelmedi
veya geç kaldı millet biribirleriyle şakalaşıyor.Deregözünde çabulali diye bilinen Ali Baltürk Rahmetli topalın Ahmet agaya şakalaşmak için şöyle der, Ahmet aga  benim bir sürü uşağım var, dün bir tane daha oldu,sende ne uşak nede karı vardır,sana  birkaç uşak  vereyimde allah rizasi  için  bak  onlari.

rahmetli Ahmet aga hemen cevap verir..

      .....Tabiki bakarım ama, bende kari yok anneleriyle birlikte verirsan , allh rizası için bakarım...

                                           Hatıra:Mevlüde ÇAĞLAR 

Dumancı

   Olay-1
- Düzcede rahmetli (duman Süleyman diye anılan) Süleyman kaba
ona duman diyenlere çok kızardı,birisi ona duman dediği zaman hemen cevabını alırdı....

....E..dumanlıyayım  neneni ...


  Olay-2
- Düzce'nin kirazli köyünde ikinci bir cami yapiliyor.Mahalleliler duvarlari bitirmis kiremitler örtülüyor ama havalar bozuk kara bulutlar gelmeye başlamiş.Acaba bu gelen dumanlar yağmur getirir mi? getirmez mi? tartışmasi basladi ...
Derken rahmetli Duman Süleyman da yukardan (doğu tarafindan) evinden yardim için geldi.Biri ona sordu; Duman Aga acaba bu duman yağmur getirir mi ne dersin? Duman Aga elini doğu tarafa (yani geldiği tarafa) uzatarak cevap verir...

...Bu taraftan gelen dumandan korkmayin


         Ömer AKÇAİR

Siz kaç kardeşdiniz

    Rahmetli Alaman Mehmet Abloğun Ahmetin kahvesinde isoğun Çakırla altmışaltı oynuyor,o günlerde babası çok hasta yatıyor,biran fenalaştı,alamana haber geliyor baban ölüyor koş...

    Alamanda oyunu bitirmesi için iki sayısı kaldı oyuna devam etti çakır agayı yendi koşa koşa eve gitti,ancak babası vefat etti.Aradan bir zaman geçti kaboğun Ömerin Şevket aga bu olayı hatırlayarak alamana şöyle der...
    Alaman baban ölürken aradılar seni oyundan kalkıpda yanına gidemedin yazıklar olsun sağa   ,
        Rahmetli alaman hiç düşünmeden aynen şöyle der


      E.. Şevket   siz  oniki  kardeşsiniz  babanız  ölürken  hepiniz   yanındaydınız  kurtarabildinizmi  oni.... !

                                                                     Anlatan:Şevket KABA

Kemençenin yayını

Deregözü camisinin inşaatına ballı (kabtantoz) deresinden şenlikle kum çakıl taşınıyor.Kemençeci gağur Musanın Osman,camiye yaklaştığımız zaman kemençeci veloğun Arifin evinin orda beklerdi bizi camiye yaklaştırılmazdı...
çakılı kumu boşaltıp geriye dönüp yola devam edilirdi.Türkü bilenler kemençeye söylerlerdi,rahmetli veloğun Arif aga kemençeye türkü söylüyor.

O an köyün yaramaz çocukları milleti güldürmek için kemençeciye,sen başka çal Arif agaya uyma derler kemençecide Arif aganın türküsüne değilde başka birşeyle çalar.

Arif aga bu durumu fark eder kemençeciye aynen şöyle der..Ulan benim yediğim boktan ye.yoksa kemençenin yayını   g..tüne sokarım..



           Hatıra:Ömer AKÇAİR

Ey imamın Bekir


      Rahmetli Osman alaman çok hasta  yatağında  yatıyor...
çok sevilen birisi olduğu için geleni gideni çoktur.Yine böyle kalabalık bir zamanda Alamanın kayınpederi İmamın Bekir de alamanın ziyaretine gelir,biraz oturduktan sonra burası çok kalabalık oldu kalkıp gideyim der ve dışarıya çıkar.Rahmetli alamanda çok kötü hasta olduğu için ayağa kalkıpta kayınpederini yolcu edemiyor.
      Alaman o tarilerde 60 lı Bekir ise 90 lı yaşlarda varidi bu olayı fark eden alaman...

       Bekir gittikten sonra arkadan sesli bir şekilde aynen şöyle der

                                          ...E.  imamın    Bekir   s..kesin beni .

                              Hatıra:Osman AKÇAİR (merhum)

Dayandığım günleri onuttunmi


Rahmetli Osman Alaman hasta yatağında yatıyor...

yanında onu bakmaya gelen bir kalabalık var...
Alamanın Hanımı Münevver abula kapıya kadar gelir.İçeri girmeden ordan bize doğru seslenir.

'' Ne yapacağım bilmem, çoluk çocuk ufak, tarla biçilecek, yığın yığılacak hep ben ...

yığın sırığı dikilecek onu ben hiç yapamam...

O sırada kocasını göstererek ''Osman da hiç dayanamay'' ne yapacağım bilmem der.

....Alaman Osman'da yatağından sesli bir şekilde aynen şöyle der

''Münevver niye dayandığım günleri onuttunmi? ''

                     Anlatan:Ali AKÇAİR gölcük

Oki buraya kadar geldın

Hatıra: Karabacağın İbrahim GEL - GÖLCÜK

Karabacağın İbrahim ... Veleğun Arif Agayı her gördüğü yerde kızdırırdı...
Arif Agada ona bol bol küfür ederdi.

Aradan yıllar geçti.

Karabacağın İbrahim bu mukallit işleri bıraktı.

Köye geldiğinde marketten bir sürü şeyler alarak Arif Aganın yanına gider.

Arif Aga ben sana gençliğimde çok takılırdım, seni kızdırırdım

Bu yaptıklarımdan pişmanlık duyuyorum.Şu getirdiklerimi alda bana hakkını helal et der.

Arif Agada paketi alır.

İbrahime şöyle der ;

'' E oğlum o ki buraya kadar geldin neneni birisi  S..kipta  buraya yollamadı ne yapalım?''

                                                        
                                             Hatıra: İbrahim GEL

Kabanlara ne oldi

HATIRA:HÜSEYİN HURMACI

Kara Hüseyin Veleğun Yusuf'un Mehmet i kızdıracak


Mehmeti görünce bi anda başlıyo uydurup anlatmaya...

Sabahleyin kalktım baktım ki nacağın kör Hasan bir küfür bir küfür küfürden kıyamet kopay...
dedimki

ula Hasan aga nedir bu kadar küfür....

Hasan aga dediki görmeymisın yol kabanları (kenarlar) hep yıkıldi..

dedimki Niye ?

dediki

Niyemi ... Mehmet haburdan geçtiya !...
(mehmet biraz seke seke yürüdüğü için)
Tabiki Yusufun Memet te tansiyon aniden yükseldi



Memmet abinin hoşgörüsüne sığınaraktan . Hüseyin Hurmacı

Vealeyküm selam hoş geldın babacığım

Deregözünde kışın yoğun olduğu günlerde cami uzakta olduğu için üst koldaki insanlar rahmetli Hacı Hüseyin'in evinin yanındaki odaya toplanırlardı


Hacı Hüseyin onlara namaz kıldırırdı.

Bir seferinde Hacı Hüseyin namaz kıldırıyor iken sağında ben solunda ise oğlu Osman var idi.


Namaz bittikten sonra Hüseyin aga selam veriyor

önce sağa dönüyor  esselamun aleyküm ve rahmet'ullah

sonra sola dönüyor (oğlu Osman'ın Tarafına) ''ve selamun aleyküm '' der

Oğlu Osman da babasına doğru dönerek sesli bir şekilde aynen şöyle bağırır                                        


     ''ve aleyküm selam hoşgeldin babacığım'' .


                      Anlatan: Ali AKDOĞAN düzce.

Arkasında ne varidi



......Yıllar önce Deregözü köyünde kuvvetli bir yağmur ve de fırtına başlar.

Muhammet'in Osman'ın Karısı o fırtına anında yaylada mağazidadır, babasıda köydedir.

Babası fırtınadan zarar gördü diye şüphelenir ve kızına git de bak dedene birşey oldumu.

Kız yolda iken fırtına daha da şiddetlenir.Bu sefer kıza birşey oldumu diye korkmaya başlar.

O anda Meyrem'in Şevket'in (Deli Şevket lakabı ile anılan) köyden yukarı geldiğini görür ve ''Şevkete sorar ...

yolda giderken kızımı gördünmü?'' der.

Şevketde ''Hiç ona bakmadan gördüm.'' der.Kadın inanamaz tekrar bidaha sorar.''Kızımı köye giderken gerçekten gördün mü?'' der.

Şevket yine aynı şekilde tek kelimeyle ''Gördüm.'' der.Ama Kadın Şevkete yine inanmaz ve üçüncü kez şöyle der ''Madem ki gördün arkasında ne var idi?''

Zaten karakteri cok sert ve sinirli olan Şevket aynen söyle cevap verir ;

Önüne bakarak '' Arkasinda  habu   s...kim var idi ''

          Anlatan: Ahmet KAYHAN (humeyni)

Baba annemin sepeti

HİKAYE:GÖKHAN ÖZTÜRK

Bir gün babaannem (mevlütün kızı fadime ) ile bahçede hulam (mısır sapı)koparıyorduk

babamdan bir damarım olsa gerek (Abdul Öztürk)  pek hevesli değildim iş yapmaya.

bu iş bir bitsede gitsem diye düşünüyordum

bir ara babaannemin yanındaki sepet bahçeye aşağıya yuvarlanmaya başladı.

babaannem peşinden koşmayacak kadar şişman ve yaşlı olduğundan bana bakarak aynen şöyle söyledi ,


Moli moli töğbelerım olsunGökhan  kooooşşşş
tut oniiiiii
Gökhan 
koooşşş s...koni

                                                         bende gülmekten koşamıyorum

                                                            Anlatan:Gökhan ÖZTÜRK

                                                               

E.sivri sinek


Dedem rahmetli hacı arifin osman öztürkün böbrek hastası diyalize giriyor.birgün
...

sıcak bir yaz günü  yine diyaliz makinesine girmek üzereydi..

Etrafında birkaç hemşire bayan vardı...

Bir hemşire tansiyonunu ölçüyor bir diğeri kolundaki bantları çıkarıyor .....

o sırada ...

Dört saat makinaya bağlı bir halde yatan dedemin başına bir sivri sinek  musallat oldi .....

Dedem ellerini kaldırıp sineği kovalayacak hali olmadığından acayip bunalıma girdi

ve tamamen sabrı taştı ...

O anda yanındaki hemşirelere hiç aldırmadan ömründe hiç küfür nedir bilmeyen dedem yüksek bir sesle şöyle bağırır.

E  Sinek koyayım  tiburuna

Yanındaki hemşire ve diğer hastalar dedemin bu söğmesine çok güldüler.

     Anlatan:Gökhan ÖZTÜRK